Minare, 1930 yılının temmuz ayında 42 sene sürecek mutlu bir beraberliğe adım atarak Hikmet Tepedelen Hanı ile evlenmiştir. Rifat Minare’nin hayatının her aşamasında büyük güç aldığı Hikmet Hanım’dan 8 çocuğu vardır. Yenilikçi ve girişimci bir karaktere sahip olan Rifat Minare, o sıralar henüz ülkemizde yetişmeyen bir kısım sebze ve meyvelerin tohum ve fidelerini şahsi gayretleriyle yurt dışından temin ederek yurdumuza getirmiş, bunların ekim ve dikimleriye, bu yeni ürünlerin ülkemizde yetişmesini sağlamış ve bu sayede ülke çiftçiliğine büyük katkıda bulunmuştur. Kendi tecrübeleriye 1946 yılında “ilk soyulmuş enginar göbeği konservesini” imal etmiştir.
İmalatında kullandığı ürünlerin tazeliğine, kalitesi ve temizliğine aşırı özen gösteren Rifat Minare, firmasının mamülleri yurt içinde büyük beğeni kazandığı gibi, gerek direkt olarak ve gerekse dolaylı yollarla yurt dışına yaptığı ihracatlarla da takdir toplamıştır. 1947 yılında Türkiye’nin dünyaya açılan ilk gıda markası olmuştur. Bu yıllarda Amerika’nın da Rifat Minare Fabrikası ürünlerinin kalitesini takdir etmesi ve kullanması Türkiye ekonomisinin gurur kaynaklarından olmuştur. Talepleri karşılamada yetersiz kalındığında ise, Rifat Minare Çiftliği’nde 1960 yılında daha büyük kapasitede, daha modern bir fabrika inşa edilerek faaliyetler buradan günümüze kadar sürdürülmüştür. 1958 yılında bir trafik kazası sonucu bir kızını kaybetmiştir. Bu tahribatın etkilerini azaltma maksadıyla uzak mesafeli işlerini görmede dürbünden, yakın mesafeli işlerini görmede de büyüteçten yararlandığı için bu aletleri yanından ayırmadı.
Sağlığının müsaadesi nisbetinde Ticaret Odası, Okul Aile Birliği, Okul Yardımlaşma Sandığı gibi kuruluşlarda başkanlık yapmış ve bu çalışmalardan da büyük haz duymuştur. Müessesinde çalışan kimselerden arzulu olanlara işinin inceliklerini zevk alarak öğretirdi. Bu sayede ülkemizde zeytin ve turşu imalatı büyük çapta gelişmiş, yurt içi ve yurt dışı taleplerine cevap vererek ülke ekonomisine katkıda bulunacak düzeye ulaşmıştır. Rahatsızlığı nedeniyle 22.01.1972 yılında vefat eden Rifat Minare, sağlığında düzenlediği vasiyetname ile kurduğu firmasını oğulları; Adem Nevzat Minare ve Ayhan Nurettin Minare’ye bırakmıştır. Firma bir süre Rifat Minare Oğulları; Adem ve Ayhan Minare Kollektifi Şirketi adı altında faaliyetlerine devam etmiştir. Şu anda Rifat Minare Konserve Fabrikası, Adem Minare ve iki oğlu (Hakan İlhan Minare ve Hikmet Rifat Minare) tarafından ticari hayatına devam ettirilmektedir.
1930’lu yıllarda Türkiye’nin ilk konserve fabrikalarından olan Rifat Minare Konserve Fabrikası’nın girişimleriyle, o sıralar henüz ülkemizde yetişmeyen bir kısım sebze ve meyvelerin tohum ve fideleri firmanın gayretleriyle yurt dışından temin edilerek yurdumuza getirilmiştir. Bunların ekim ve dikimleri evvela Rifat Minare Çiftliği’nde yapılmış, bu tohum ve fidelerin yetişmesi sağlanmıştır. Daha sonra, bunları Gemlik’in civar köylerinde, köylülere dağıtıp, üretim için avans da vererek, ticari amaçla bol miktarda yetişmesi sağlanmıştır. Bu sayede ülke çiftçiliğine ve ülke ekonomisine büyük katkıda bulunulmuştur. 1946 yılında dünyada ilk defa “soyulmuş enginar göbeği” imal edilmiş ve piyasaya sürülmüştür. Ürün, dünya piyasasında büyük beğeni toplamıştır. 1947 yılında Rifat Minare Konserveleri, Türkiye’nin dünyaya açılan ilk markası olmuştur. Bu yıllarda Amerika’nın da Rifat Minare Fabrikası ürünlerinin kalitesini takdir etmesi ve kullanması, Türkiye ekonomisinin gurur kaynaklarından olmuştur ve Türk ihracatçılarının yolu bu sayede aydınlanmıştır.Talepleri karşılamada yetersiz kalındığında bu kez Rifat Minare Çiftliği’nde 1960 yılında daha büyük kapasitede, daha modern bir fabrika inşa edilerek, faaliyetlerin buradan günümüze kadar devam etmesi sağlanmıştır.
Rahatsızlığı nedeniyle 22.01.1972 yılında vefat eden Rifat Minare sağlığında düzenlediği vasiyetname ile kurduğu firmasını oğulları; Adem Nevzat Minare ve Ayhan Nurettin Minare’ye bırakmış olduğundan, firma bir süre Rifat Minare Oğulları Adem ve Ayhan Minare Oğulları Kollektif Şirketi adı altında faaliyetlerine devam etmiştir. Daha sonra Rifat Minare Konserve Fabrikası, Adem Minare ve iki oğlu ( Hakan İlhan Minare – Hikmet Rifat Minare ) tarafından ticari hayatına devam etmiştir. 2005 yılında, Rifat Minare Konserve Fabrikası, Dr Kemal Mataracı’nın iştiraki ile tamamen modernize edilmeye başlanmıştır ve halen daha geliştirilmeye ve büyütülmeye devam edilmektedir. Rifat Minare Konserve Fabrikası, yenileme ve modernizasyon sürecinden sonra ürünlerini, asırlık tecrübesi ile Türkiye’nin yaşayan en eski konserve fabrikası olarak dünya piyasasının beğenisine sunmaktadır.